Papa VIII. Henry'yi Bağışlamayı Reddeder
1533, Roma ve İngiltere
Papanın bağışlamaları, Tanrının kanunlarına karşı gelen insanları affetmenin bir yoludur ve sık sık gerçekleşmemesi gerekir.
Ancak Katolik Kilisesi standartlarını çok yüksek tutamamıştı. O çağda
papaların metresleri, gayri meşru çocukları oluyordu. Bu şartlar altında
bağışlanma kağıtları Vatikan hazinesine yapılan bağışlarla kolaylıkla
elde edilebiliyordu.
1503 yılında İspanyol Ferdinand kız kardeşi Katherine'in 11 yaşındaki
İngiltere Prensi Henry ile evlenmesi için Papa II. Julius'dan izin
istedi. Bir bağışlama gerekiyordu çünkü Katherine zaten Henry'nin
ağabeyiyle evliydi ancak kocası ölmüştü. Papa ise Hıristiyanlığın bir
adamın kardeşinin karısıyla evlenmesini yasakladığını ve bu tür
birleşmelerin Tanrının onlara çocuk vermemesiyle lanetleneceğini
açıkladı.
Ama Papaya müttefiklik sözü verilip büyük bir çeyiz sunulunca -bu çeyiz
doğrudan Papanın sandıklarına gitmişti- Papa bağışlamayı kabul etmişti.
İngiltere'nin gelecekteki kralı Henry Tudor iki yıl sonra kendinden beş
buçuk yaş büyük Aragon'lu Katherine ile evlendi.
İspanya, İngiltere ve Roma bu evliliği pek ciddiye almadı ve elde
ettikleri maddi kazanımlarla ilgilendi. Düğün ise planlanandan dört yıl
sonra 11 Haziran 1509'da gerçekleşti. Henry düğünden iki ay önce
İngiltere kralı olarak taç giydi. Genç çift için her şey toz pembe
görünüyordu.
Henry iyi bir kraldı. Bir sanatçı, sporcu ve bilgili bir adamdı.
İhtiraslı, yaşama sevinciyle dolu, kendinden önce gelen krallar kadar
iyiydi. Katherine ise tutkulu bir şekilde onu yaptıklarında
destekliyordu. Öyle ki, verimlilik simgesi olan narı kendi sembolü
olarak kullanıyordu. 1518'e kadar altı kez hamile kalmış ve üç kız, üç
erkek doğurmuştu. Ne yazık ki, bunlardan sadece bir kız hayatta
kalmıştı. Bu kızın adı Mary idi.
Arkasından gelen bir oğlunun olmaması Henry'nin hoşuna gitmemişti.
Ayrıca kendinden beş yaş büyük olan, hem de altı doğumdan sonra iyice
yaşlı görünmeye başlayan bir kadınla evli olmak da onu sıkıyordu.
Çirkinleşmiş ve kendini iyice dine vermişti Katherine. Genç ve tutkulu
Henry'nin yüzünü bir arayış içinde genç kadınlara dönmesi kaçınılmazdı,
başka bir seçeneği yoktu. Çünkü halkına bir prens borçluydu.
Henry'nin ilgisi sarayda Anne Boleyn adıyla bilinen bir genç kadına
yönelmişti. Henry bu kadını "bir meleğin ruhuna sahip, tahta yakışan bir
genç hanım" olarak tanımlıyordu. Ama Anne hırslı bir kadındı ve kralın
metreslerinden biri olmaya hiç niyeti yoktu. Anne kraliçe olmak
istiyordu, Henry de taht için erkek varisler. Bu kusursuz bir
eşleşmeydi. Ancak bir sorun vardı, Henry hala Katherine ile evliydi ve
Katherine'in Henry'yi bırakmaya hiç niyeti yoktu.
Sorun değil, diye düşündü Kral.
Kralın danışmanlarından biri olan Kardinal Wolsey hernen yeni papa
Clement'e bir başvuru yaptı. Henry'nin Katherine ile olan evliliği
geçersiz sayılmalıydı, çünkü ilk bağışlama hatalıydı! Bu "hata"nın
düzeltilmesi Katherine'in kızı Mary'nin de tahtın varisi olmadığı
anlamına gelecekti. Çünkü geçersiz bir evlilikten doğan bir çocuk
muamelesi görecekti.
Katherine'in ajanları ve ailesi çoktan Vatikan'la bağlantı kurup kralın
bu bağışlamayı sadece kişisel zevkleri için, ona layık olmayan bir
kadınla beraber olmak için istediğini açıklamıştı. Wolsey ise olaya,
tahta bir erkek varisin gerekliliği, Anne Boleyn'in erdemleri ve
Katherine'in hastalığı yüzünden krala karşı olan karılık görevlerini
yerine getiremediğinden bahsederek yaklaşmıştı.
Konuşmalar, anlaşmalar uzadı ve tüm Avrupa'yı politika, maliye ve sosyal
çatışmalar açısından karıştıracak hale geldi. Bunlarda Anne'in reformcu
inançlarının da etkisi büyüktü. Anne ile ilgili haberler İspanyol
elçileri tarafından hemen Roma'ya uçuruldu. Katherine'in kraliçe olarak
kalması onlar için gerekliydi.
Bir süre sonra Henry'nin sabrı taştı. Roma, İngiltere ile olduğu kadar
İspanya ile de arasını iyi tutmaya çalışıyordu. Esas sorun Clement'in
kendinden önceki bir papanın aldığı kararı bozmak istememesiydi.
Anne'in acele ettirmesiyle ve taht için gerekli bir erkek varis
beklentisinin verdiği tutkuyla sonunda Roma ile giriştiği tüm
görüşmeleri kesti ve yeni bir kilise kurdu. Anglikan Kilisesi. Hemen
kendisini kilisenin başı ilan etti, Anne ile evlendi ve ilk evliliğini
geçersiz ilan etti.
Henry aforoz edildi ancak bu çok umurunda değildi çünkü artık kendi kilisesi vardı ve istediğini yaptırabilirdi.
Anglikan kilisesinin ömrü Anne Boleyn ile yaptığı evliliğin ömründen
daha uzun sürdü. Anne 19 Mayıs 1536'da idam edildi ve böylece Henry
serbest kaldı. Henry ile aşağı yukarı üç buçuk yıl evli kalmışlardı.
Ardında sadece bir kız evlat bıraktı. Erkek varis doğuramamıştı. Papanın
aforoz etmeden birkaç yıl önce "İnancın Savunucusu" unvanını verdiği
Henry'nin Anne Boleyn'le evlenme fikri tarihin büyük fiyaskolarından
biri oldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder